İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | that is partly true but expr. | kısmen doğru fakat |
İfadeler | nothing's wrong but nothing's true expr. | yanlış bir şey yok ama doğru bir şey de yok |
Speaking | ||
Konuşma | sad but true i. | acı ama gerçek |
Konuşma | it's strange but true expr. | garip ama doğru |
Konuşma | but it's true expr. | ona lafım yok |
Konuşma | of course, I have a few friends here, but I don't have a true friend expr. | tabi ki, burada birkaç arkadaşım var, ancak gerçek bir arkadaşım yok |
Konuşma | it's strange but true expr. | tuhaf ama doğru |